ve fünunun himmet-i merdanesine ki; meyl-i taharri-i hakikat ve muhabbet-i insaniyet ve meyl-i insaf olan hakaiki techiz ederek o mânilere gönderip zîr ü zeber etmiş ve ediyor.
Evet en büyük sebeb ki: Bizi dünya rahatından ve ecnebileri ahiret saadetinden mahrum eden, şems-i İslâmiyeti münkesif ettiren, sû-i tefehhüm ile tevehhüm-ü müsademet ve muhalefettir. Feya lil’aceb!... Köle efendisine ve hizmetkâr reisine ve veled pederine nasıl düşman ve muarız olabilir? Halbuki İslâmiyet, fünunun seyyidi ve mürşidi ve ulûm-u hakikiyenin reis ve pederidir. Fakat vâ esefâ bu sû-i tefehhüm ve şu tevehhüm-ü bâtıl, şimdiye kadar hükmünü icra ederek vesvesesiyle ye’si ilka edip bab-ı medeniyet ve maarifi Ekrad ve emsallerine kapattırdı. Zira bazı zevahir-i diniyeyi, fünunun bazı mesailine muarız tahayyül ederek ürktüler. Ezcümle: Küreviyet-i arz ki, fünunun en birinci derecesi olan coğrafyanın en birinci basamağıdır. İleride gelecek altı meseleye münafi zannettiklerinden, bu bedihî meselede mükâbere etmekten çekinmediler.
Ey benim şu kitabıma im’an-ı nazar ile nazar eden zat, malumun olsun! Bu kitabla istediğim hizmet budur: İslâmiyette olan tarik-i müstakimi göstermekle ehl-i tefrit olan a’dâ-yı dinin teşkikatını red ve yüzlerine vurmakla beraber; tarik-i müstakimin öteki canibini ve sadik-i ahmak ünvanına lâyık olan ehl-i ifrat ve zâhirperestlerin tevehhümlerini tard ve asılsızlığını göstermek ve asıl rehber-i hakikat ve âlem-i İslâmiyetin ikbal ve istikbaline yol açan ve sırat-ı müstakimde kemal-i ümid-i zafer ile çalışan muhakkikîn-i İslâm ve âkıl sıddıklara yardım etmek ve kuvvet vermektir.
Elhasıl: Maksadım; ol elmas kılınca saykal vurmaktır.