ilm-i tasavvuf ve tarikat yerinde, doğrudan doğruya ilm-i kelâm içinde ve ilm-i akide ve usulü’d-din içinde bir velâyet-i kübra yolunu açmış ki; bu asrın hakikat ve tarikat cereyanlarına galebe çalan felsefî dalâletlere galebe ediyor, meydandadır. Teşbihte hata olmasın, nasıl ki Kur’an’ın gayet kuvvetli ve mantıkî hakikati, sair dinleri, felsefe-i tabiiyenin savletinden ve galebesinden kurtarıp onlara bir nokta-i istinad oldu, taklidî ve aklın haricindeki usullerini de bir derece muhafaza etti.
Aynen öyle de, bu zamanda onun bir mucizesi ve nuru olan Risale-i Nur dahi, felsefe-i maddiyeden gelen dehşetli dalâlet-i ilmiyeye karşı, avam-ı ehl-i imanın, taklidî olan imanlarını o dalâlet-i ilmiyenin savletinden kurtarıp umum ehl-i imana bir nokta-i istinad ve yakın ve uzaklarda olanlara dahi, zaptedilmez bir kal’a hükmüne geçmiştir ki; bu emsalsiz dehşetli dalâletler içinde, yine avam-ı müminîn imanını, şüphelerden; ve İslâmiyetini, hakikatsızlık vesveselerinden muhafaza ediyor.
Evet, her tarafta, hattâ Hint ve Çin’de ehl-i iman, bu zamanın çok dehşetli dalâletinin galebesinde; acaba İslâmiyette bir hakikatsızlık mı var ki, sarsılmış, diye şüpheye ve vesveseye düştüğü vakit birden işitir ki; bir risale çıkmış, imanın bütün hakikatlerini kat’i isbat eder, felsefeyi mağlûb ediyor, zındıkayı susturuyor, diye anlar. Birden o şüphe ve vesvese zail olup imanı kurtulur ve kuvvet bulur.
Sualin İkinci Şıkkı: “Sen, bir mektubunda, şairane bir lâtifeyi -yani kuşların, mektuplarını yazmak ve okumak zamanında yanınıza ve şakirdlerin yanına gelmelerini, o lâtifeyi- ciddî bir tarzda kardeşlerine yazdın. Halbuki o kuşlar, hâl-i âlemi ve Risale-i Nur’un hadisata karşı faidesini bilecek mahiyetinden uzaktırlar?”
Elcevap: Emir ve izn-i ilâhî ve havl ve kuvvet-i rabbaniye ile, umum hayvanatın, melâikeden bir çobanı, bir nâzırı olduğu gibi; kuş taifesinin de bir çobanı var. Onlar bilmese de, emr-i ilâhî ile ve ilham-ı rabbanî ile çobanları, onları sevkeder. O sevk-i fıtrî ise, kuşlara gelen ilhama dayanır. Kuşlar, ilhama mazhardırlar ki; yaşı bir günlük bir arı yavrusu, havada, bir gün mesafede gider; o ilham-ı fıtrî ile, o sevk-i rabbanî ile yolunu şaşırmadan dönüp, gelip yuvasına girer.
Evet, nasıl ki küre-i arz Risale-i Nur ve şakirdlerine gelen zulme itiraz etti ve cevv-i hava yağmursuzlukla ve soğukla Risale-i Nur’a gelen tazyikat