lisanı olacak. Şimdilik Alman lisanına Nurlardan “Hüccet-i İmaniye”leri tercüme etmek, onlara göndermek; ben de o fikirlerinize iştirak ederim. Evet Avrupa’nın mağlubiyetinden ve maddî ve manevî, dünyevî tehlikelerinden ancak ve ancak teselli-i mutlakı Kur’an’da bulabilirler. Hazret-i İsa aleyhisselâm havariyyunlara demiş ki: “Ben gidiyorum ki size tesellici gelsin.” Yani, Ahmed aleyhissalâtü vesselâm, Kur’an’ı ile gelsin, demesiyle gösteriyor ki: Nev-i beşer hususan bu zamanda, hususan meyus Avrupa’da teselli-i mutlakı Kur’an’ın hakaik-ı imaniyesinde bulabilirler.
Saniyen: Asâ-yı Musa’nın Birinci ve İkinci ve Üçüncü ve Sekizinci Hüccet-i İmaniyeleriyle beraber Meyve’nin Altıncı ve Yedinci Meseleleri şimdilik Alman ve Fransız lisanıyla, fakat, sıhhatli ve dikkatli tercüme etmeğe Medresetü’z-Zehra'nın erkânları nasıl münasip görürlerse yapılsın. Yalnız, Üçüncü Hüccet-i İmaniye olan Tabiat kâfi değil. Başında, Asâ-yı Musa’nın bir parçası, diye yazılsın. Bugün İstanbul’a bir kardeşimiz gidiyor. Onunla da bu meseleye dair oraya cevab gönderdik.
Salisen: İki gün evvel; erkânlardan Halil İbrahim'in Hasan Feyzi tarzında yazdığı bazı fıkralarını tadil ve ihzar ile ve daha münasip gördüğünüz bazı ehemmiyetli parçaları cem’ edip Asâ-yı Musa ahirinde yazılsın diye yazmıştık, postaya vermiştik. Dünkü gün Halil İbrahim’in güzel manzumesini aldık. O fikri tasdik etti. Barekâllah dedik. Medrese-i Nuriye kahramanlarından Mehmed Çavuş’un Emniyet Müdürüyle Zülfikar hakkındaki meselesi bu sırada çok güzel oldu. Bugün İstanbul’a, umuma binler selâm, aceleye geldi. Kısa kesiyorum.
اَلْبَاقٖى هُوَ الْبَاقٖى
Kardeşiniz
Said Nursî
* * *