Kitaplar
Emirdağ Lahikası

   Evet, şiddet-i fakr ve istiğna ile hediye almamakla beraber Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, yasak olmayan daktilo makinesi ile intişar eden Risale-i Nur’un verdiği sermaye ile şimdiki manevî Medresetü’z-Zehra'nın dört-beş vilâyetinde hayatını Risale-i Nur’a vakfeden ve nafakasına çalışmaya zaman bulamayan fedakâr Nur talebelerinin tayınatına acib bir bereketle kâfi gelen ve Nur nüshalarının fiyatı olan o mübarek sermayeyi ben öldükten sonra da o halis fedakâr kardeşlerime vasiyet ediyorum ki, altmış-yetmiş sene evvelki kaidemi yetmiş sene sonraki şimdiki düsturlarıma aynen tatbik etsinler. İnşaallah Risale-i Nur’un tab’ serbestiyeti olsa, o düstur daha fazla inkişaf eder.  Medar-ı hayrettir ki, o eski zamanda Evkaf’tan, beş talebenin tayinatını Van’da Eski Said kabul etmiş, o az para ile bazen talebesi yirmiye, otuza, altmışa kadar çıktığı halde, kendi talebelerinin tayınatını kendisi veriyordu. O kanaat ve iktisadın bereketiyle ve kendi beş-altı mavzer tüfeğini satmakla istiğna kaidesini bozmadı. O zaman Meşhur Tahir Paşa gibi çok yardımcılar varken kaidesini bozmadı. O altmış-yetmiş senelik düstur-u hayatının bir işaret-i gaybiye ile altmış-yetmiş sene sonra o kanaat ve istiğnanın bir meyvesi inayet-i ilâhiye ile ihsan edildi ki, o kadar mahkemeler ve yasaklar ve müsadereler ve eski hurufla izin vermemekle beraber, kaç senedir dört-beş vilâyet vüs’atindeki manevî Medresetü’z-Zehra’nın fedakâr talebelerinin tayınatını Risale-i Nur kendisi hediye etti.

   Halbuki, o nüshaların bir kısm-ı mühimmini hediye olarak mukabelesiz etrafa ve âlem-i İslâm ve Avrupa’ya gönderdiği ve elindeki nafakasını Nur’un teksirine sarfettiği halde, yine Nur’un nüshaları acib bir tarzda hem kendine, hem o halis  fedakârlarına kâfi gelmesi, eski zamandaki işaret-i gaybiyesinin bir güzel meyvesi ve bir hikmeti olduğuna kat’iyen kanaatım geldiğinden, vasiyetnamemin ahirinde beyan ediyorum:

   Bu vasiyetname benden sonra baki kalan tayınat içinde de konulsun, tâ ki bazı insafsız insanlar, “Bu Said günde beş-on kuruşla yaşadığı ve kimseden para almadığı halde şimdiki mirası yüzer lira görünüyor, nerede buldu?” dememek için bu hakikatı izhar etmek münasip olur.

   Şimdi manevî evlatlarım, fedakâr hizmetkârlarım olan Zübeyr, Ceylân, Sungur, Bayram, Hüsnü, Abdullah, Mustafa gibi ve has ve halis Nur’un kahramanları olan Husrev ve Nazif, Tahirî, Mustafa Gül gibi zatların nezaretinde o düsturumun muhafaza edilmesini vasiyet ediyorum.

Said Nursî

***

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360361362363364365366367368369370371372373374375376377378379380381382383384385386387388389390391392393394395396397398399400401402403404405406407408409410411412413414415416417418419420421422423424425426427428429430431432433434435436437438439440441442443444445446447448449450451452453454455456457458459460461462463464465466467468469470471472473474475476477478479480481482483484485486487488489490491492493494495496497498499500501502503504505506507508509510511512513514515516517518519520521522523524525526527528529530531532533534535536537538539540541542543544545546547548549550
Fihrist
Lügat