Fakat ben ziyade zaif ve şiddetli hasta ve ihtiyar ve kabir kapısında ve perişan olduğumdan, o kudsî vazifeyi yapmağa iktidarım olmamasından benim yerimde Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsi, benim bedelime Nur şakirdlerinin has ve halis ve İslâmiyetin hakiki fedakârlarının şahsiyet-i maneviyesi, o kudsî vazifeyi şimdiye kadar gayr-ı resmî perde altında yaptıkları gibi, inşaallah resmî bir surette dahi yapabilecekler. Onlara havale ederiz...
اَلْبَاقٖى هُوَ الْبَاقٖى
Duanıza muhtaç kardeşiniz
Said Nursî
* * *
بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ
(İmanın dünyada dahi bir nev’i Cennet lezzetini benim hayatımda temin ettiğine dairdir.)
Ben dokuz yaşından beri şefkatli validemi görmediğimden, sohbetinde bulunamadım. O hürmetli muhabbetten mahrum kaldığım ve üç hemşîremi de on beş yaşımdan sonra göremediğim, Allah rahmet etsin, validemle beraber berzah âlemlerine gittikleri için dünyanın çok zevkli, lezzetli olan uhuvvetkârane sohbetlerinden merhamet ve hürmetten mahrum kaldığımdan ve üç kardeşimden iki kardeşimi elli seneden beri görmediğimden (Allah onlara rahmet etsin) öyle kıymettar, dindar, âlim iki kardeşimin sohbetinden, hürmetkârane muhabbet, merhametkârane şefkatteki sürurdan mahrum kaldığımdan, bu dünyada Risale-i Nur’un imanda Cennet çekirdeği bulunduğunu gösterdiği gibi, bugün dört fedakâr hizmetimde bulunan manevî evlatlarımla bir seyahat ettiğim zaman, imandaki Cennet çekirdeğinin bir zerreciği kat’iyen ruhuma ihtar edildi.
Ömrümde mücerred kaldığımdan dünyada çocuklarım olmamasından, çocuklara karşı şefkatkârane zevklerinden, memnuniyetlerinden de mahrum kaldığım ile beraber bu noksaniyeti his etmiyordum. Bugün dört yarama mukabil, Cenab-ı Hak gayet zevkli bir manayı ihsan etti. Üç cihetle tedavi etti.