Kitaplar
Emirdağ Lahikası

tesettür taraftarlığım için mahkeme bana ilişmiş: Ben de hem mahkemeye, hem mahkeme-i temyize bu cevabı vermişim:

   “Bin üçyüz elli senede ve her asırda üç yüz elli milyon müslümanların kudsî bir düstur-ı hayat-ı içtimaîsi ve üçyüz elli bin tefsirin manalarının ittifaklarına iktidaen ve bin üç yüz elli senede geçmiş ecdadlarımızın itikadlarına ittibaen, tesettür hakkındaki bir ayet-i kerimeyi tefsir eden bir adamı ittiham eden, elbette zemin yüzünde adalet varsa, bu ittihamı şiddetle reddeder ve o ittihama göre hüküm verilse nakz ve reddedecek.”

   Bu ayet-i kerimenin tesettür emri, kadınlara büyük bir merhamet olduğunu ve kadınları sefaletten kurtardığını, Risale-i Nur kat’i isbat ettiği gibi, Sebilürreşad'ın 115 nci sayısındaki: “Ehl-i iman ahiret hemşîrelerime” ünvanı olan bir makalem ispat eder.

   Dördüncüsü: “Şahsî nüfuz temin etmek” bir suç unsuru gösterilmiş. Sebebi de “Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsi namına konuşuyorum” demesi ve “kalbe ihtar edildi”, “hatırıma geldi”, “kalbime geldi”, “Risale-i Nur hem mektep, hem medrese, hem tekke faidesini veriyormuş.” Ehl-i vukuf bu cümleyi medar-ı ittiham etmiş.

   Cevaben deriz: Bir adam kabir kapısında seksenden geçmiş, kırk seneden beri kendisini inzivaya alıştırmış, yirmi sekiz seneden beri tecrid-i mutlak ve haps ve nefy içinde bütün bütün dünyadan küsmüş. Otuz beş sene gazeteleri okumamış, dinlememiş, mukabelesiz, ömründe hediye kabul etmemiş, en yakın akrabasından hattâ kardeşinden hiç mukabelesiz bir şey kabul etmemiş, hürmetten, teveccüh-ü nâsdan kaçmak için halklarla görüşmemek için zaruret olmadan kendine düstur yapmış. Ve bütün dostların medihlerini kendi şahsına almayarak, ya Nurcuların heyetine, ya Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsine havale etmiş. Ve demiş: “Ben lâyık değilim. Haddim de değil. Ben bir hizmetkârım, çekirdek gibi çürüdüm gittim. Risale-i Nur ise, Kur’an-ı Hakîmin tefsiridir, manasıdır.” Hemen herkesin dediği gibi, hatırıma geldi, yahut fikrime geldi, yahut fikrime ihtar edildi gibi tabirleri herkes istimal ediyor. Benim de bunu söylemekten maksadım bu ki: “Benim hünerim, benim zekâm değil; sünuhat kabilinden” demektir. Bu da herkesin dediği gibi bir sözdür. Eğer vukufsuz ehl-i vukufun verdiği mana ilham da olsa, hayvanattan tut, tâ melâikelere, tâ insanlara, tâ herkese bir nevi ilhama ve sünuhata mazhar oldukları, ehl-i fen ve ehl-i ilim ittifak etmişler. Buna suç diyen, ilim ve fenni inkâr etmek lâzım gelir.

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360361362363364365366367368369370371372373374375376377378379380381382383384385386387388389390391392393394395396397398399400401402403404405406407408409410411412413414415416417418419420421422423424425426427428429430431432433434435436437438439440441442443444445446447448449450451452453454455456457458459460461462463464465466467468469470471472473474475476477478479480481482483484485486487488489490491492493494495496497498499500501502503504505506507508509510511512513514515516517518519520521522523524525526527528529530531532533534535536537538539540541542543544545546547548549550
Fihrist
Lügat