Aziz, sıddık kardeşlerim!
Evvelâ: Hem geçmiş, hem gelecek, hem maddî, hem manevî bayramlarınızı ve mübarek gecelerinizi ruh u canımla tebrik eder. Ve ettiğiniz ibadet ve duaların makbuliyetine rahmet-i ilâhiyeden bütün ruh u canımızla niyaz edip, isteyip, o mübarek dualara âmin deriz.
Saniyen: Hem çok defa manevi, hem çok cihetlerden ehemmiyetli iki suallerine mahremce cevab vermeye mecbur oldum.
Birinci sualleri: Ne için eskiden Hürriyetin başında siyasetle hararetli meşgul oluyordun. Bu kırk seneye yakındır ki, bütün bütün siyaseti terk ettin?
Elcevap: Siyaset-i beşeriyenin en esaslı bir kanun-u esasiyesi: “Selâmet-i millet için fertler feda edilir. Cemaatın selâmeti için eşhas kurban edilir. Vatan için her şey feda edilir” diye olan kanun yüzünden bütün nev-i beşerdeki şimdiye kadar dehşetli cinayetler bu kanunun sû-i istimalinden neşet ettiğini kat’iyen bildim. Bu kanun-u esasiye-i beşeriyenin bir hadd-i muayyenesi olmadığı için pek çok sû-i istimale yol açılmış. Bu gaddar kanun-u esasi iki harb-i umuminin vücuda gelmesine sebep olmuş. Ve bin senelik beşerin terakkiyatını zîr u zeber ettiği gibi, on cani yüzünden doksan masumun mahvına fetva verdirmiştir. Bir menfaat-ı umumî perdesi altında şahsî garazlar, bir cani yüzünden bir kasabayı harab etmiştir. Risale-i Nur bu hakikatı bazı mecmua ve müdafaatında ispat ettiği için onlara havale ediyorum. İşte beşeriyet siyasetlerinin bu gaddar kanun-u esasiyesine karşı arş-ı âzamdan gelen Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyandaki bu gelen kanun-u esasiyi buldum. O kanunu da şu iki ayet ifade ediyor:
مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ اَوْ فَسَادٍ فِى اْلاَرْضِ فَكَاَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا ۞ وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرٰى
Yani bu iki ayet, bu esası ders veriyor ki: “Bir adamın cinayetiyle başkalar mesul olamaz. Hem bir masum rızası olmadan bütün insanlar için de feda edilmez. Kendi ihtiyarıyla, kendi rızasıyla kendini feda etse o fedakârlık bir şehadettir ki, o başka meseledir.” İşte Kur’an’ın bu hakikatı hakiki adalet-i beşeriyeyi tesis ediyor. Bunun tafsilâtını da yine Risale-i Nur’a havale ediyorum.