içinde imtiyazlı ve memuriyet sıfatı ile bu meşher-i kâinata gönderilmişiz. Her vakitte yola çıkmaya müheyya bir vaziyetteyiz ve haşir yolu ile saadet-i ebediyenin kazanmasının tedariki ile meşgulüz. Ve bizim re’sül-malımız olan istidadlarımızın çekirdeklerini sünbüllendirmeye, iman ve Kur’an’la inkişaf ettirmekle iştigal ediyoruz. İşte o kafilenin reisi ve hatibi benim. İşte elimdeki bu fermanı; manevî ve maddî hava, bir tek lisan gibi bütün kâinata o fermanın her kelimesini bir anda milyarlar yapıp işittiriyor. İşte o menşur u ferman, Ezel ve Ebed Sultanı’nın kelâmıdır. Ve emirleri ve konuşmaları olduğuna delil-i kat’i, üstünde parlayan sikke-i şahanesi ve turra-i sermediyesine bak, gör, git, söyle.”
Evet, en müşkil, en umumî ve bütün mevcudata sorulan bu üç-dört gayet acîb suale tam doğru ve mükemmel cevap veren yalnız ve yalnız Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyandır ki; başında ذٰلِكَ الْكِتَابُ لاَرَيْبَ فِيهِ fermanıyla ilân edilmiş. Madem baştan buraya kadar bir hakikati anladın. Elbette bu hakikatten anlaşılıyor ki, Kur’an’ın anasır-ı esasiyesi o dört hakikattir. Yani; tevhid, nübüvvet, haşir ve adalettir. İşte bu dört hakikat nasıl ki, mecmu-u Kur’an’da dört rükündür. Öyle de o dört makasıd çok surelerin her birisinde bulunuyorlar. Her bir sure bir küçük Kur’an olur. Belki çok cümlelerin içinde de o dört maksada telmihen işaretler var. Belki bazen bir tek kelimede o dört esasa remizler var. Çünkü Kur’an’ın eczaları ve kelime ve ayetleri, mecmuuna karşı birer ayine hükmüne geçer, birbirinden in’ikâs eder. Güya Kur’an, müteselsilen ayet ve cümle ve kelimelerine o maksatların nurunu veriyor. Ayinede güneş gibi bazen bir kelime, bir cümle; bir küçük Kur’an’ı gösterir. İşte Kur’an’a mahsus bu nükte, yani cüz’, küll gibi aynı maksadı göstermesi maksadıyla Kur’an, müşahhas bir ferd olduğu halde, çok efradı bulunan bir küllî gibi ilm-i mantıkça tarif edilir. Demek Kur’an’da bin Kur’anlar var ki, şahs-ı küllî olmuş. Hem öyle de lâzım gelir. Çünkü hadsiz ve gayet muhtelif taifelere ders olduğu için, aynı derste hadsiz o taifeler adedince dersler bulunmak lâzım gelir.