Bir neşe duyurdun imanla sırr-ı ezelden,
Bir müjde getirdin bize ol namlı güzelden.
Madem ki içirdin bize ol âb-ı hayatdan
Bir zerre kadar kalmadı havf şimdi mematdan.
Hasret yaşadık nuruna yıllarca bütün biz,
Masum ve alîl, türlü belâ çekti sebepsiz.
Yıllarca akan, kan dolu göz yaşları dinsin,
Zalim, yere batsın, o zulüm bir yere sinsin.
Yıllarca, asırlarca bu nurun yine yansın,
Öksüz ve yetim, dul ve alîl hepsi de kansın.
Ey nur gülü, nur çehreni öpsem dudağından,
Kalb bahçesinin kalbine diksem budağından.
Her dem kokarak hem o güzel rayihasından
Çıksam yine ben âlem-i fani tasasından.
Nur güllerin açsın, yine miskler gibi tütsün,
Sinemde bu can bülbülü tevhid ile ötsün.
Sensin bize bir neşe veren ol gül-ü halis,
Sensin bize hem cümleden âlâ, dahi muhlis.
Ey nur-u risaletten gelen bir bürhan-ı Kur’an!
Ey sırr-ı Furkan’dan çıkan hüccet-i iman!
Sendin bize matlub, yine sendin bize mev’ud,
Sayende bu gün herkes olur zinde ve mesud.