Bu tetimmenin yazılmasının sebeplerinden birisi:
Risale-i Nur’un bir talebesini tecrübe ettim. Acaba bu heyecan, şimdiki siyasete karşı ne fikirdedir diye, Boğazlar hakkında boşboğazlığı münasebetiyle bir-iki şey sordum. Baktım, alâkadarane ve bilerek cevap verdi. Kalben, yazık dedim. Bu vazife-i nuriyede zararı olacak. Sonra şiddetle ikaz ettim. أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ وَ السِّيَاسَةِ bir düsturumuz vardır. Eğer insanlara acıyorsan, geçmiş düstur onlara merhamete liyakatini selbediyor. Cennet adamlar istediği gibi, Cehennem de adam ister.
(Beşinci Şua’ın yine kısmen verdiği haberler tezahür ediyor.)
Said Nursî
***
(Denizli tüccarı, aslı Burdurlu
Hafız Mustafa’ya hitaptır.)
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حُرُوفَاتِ رَسَۤائِلِ النُّورِ
Aziz, sıddık kardeşim ve hizmet-i Kur’aniyede muvaffakiyetli arkadaşım,
Sen binler safalarla geldin, beni ebedî minnettar ettin ve sadık arkadaşlarınla Risale-i Nur’un serbestiyetine hizmetiniz o derece büyük ve kıymetlidir, değil yalnız bizi ve Risale-i Nur’un şakirdlerini, belki bu memleketi, belki âlem-i İslâmı manen minnettar ettiniz ki; ehl-i imanın imdadına yetişmeye Risale-i Nur’un yolunu serbestçe açtınız. Ben, bir seneden beri seni ve seninle beraber bu serbestiyetine çalışanları, merhum Hafız Ali ve Husrev gibi Risale-i Nur’un kahramanlarıyla beraber manevî kazançlarıma, dualarıma şerik etmişim; hem devam edecek... Buraya kadar her bir dakika,