Elcevap: Bir şeyde tevafuk olsa, küçük bir emare olur ki; onda bir kasd var, bir irade var; rastgele bir tesadüf değil. Ve bilhassa tevafuk bir kaç cihette olsa, o emare tam kuvvetleşir. Ve bilhassa, yüz ihtimal içinde iki şeye mahsus ve o iki şey birbiriyle tam münasebettar olsa, o tevafuktan gelen işaret sarih bir delâlet hükmüne geçer ki; bir kasd ve irade ile ve bir maksad için o tevafuk olmuş, tesadüfün ihtimali yok.
İşte, bu mesele-i miraciye de aynen böyle oldu. Doksan dokuz gün içinde yalnız Leyle-i Regaib ve Leyle-i Miraca yağmur rahmetinin tevafuku ve o iki gece ve güne mahsus olması, daha evvel ve daha sonra olmaması ve ihtiyac-ı şedidin tam vaktine muvafakati ve Miraciye Risalesinin burada çoklar tarafından şevk ile kıraat ve kitabet ve neşrine rastgelmesi ve o iki mübarek gecenin birbiriyle birkaç cihette tevafuk etmesi ve mevsimi olmadığı için acib gürültülerle, söylenmeyecek maddî manevî zemin gürültüleriyle feryadlarına tehditkârane ve tesellidârane tevafuk etmesi ve ehl-i imanın meyusiyetinden teselli aramalarına ve dalâletin savletinden gelen vesvese ve zaafiyetine karşı kuvve-i maneviyenin takviyesini istemelerine tam tevafuku, bu geceler gibi, şeair-i İslâmiyeye karşı hürmetsizlik edenlerin hatalarına bir tekdir olarak, “Kâinat, bu gecelere hürmet eder, neden siz etmiyorsunuz?” diye manasında, kesretli rahmetle şeair-i İslâmiyeye karşı, hattâ semavat ve feza-i âlem hürmetlerini göstermekle tevafuk etmesi, zerre mikdar insafı olan bilir ki; bu işte hususî bir kasd ve irade ve ehl-i imana hususî bir inayet ve merhamettir; hiçbir cihetle tesadüf ihtimali olamaz. Demek hakikat-ı mirac, bir mucize-i Ahmediye (a.s.m.) ve keramet-i kübrası olduğu ve mirac merdiveni ile göklere çıkması ile Zat-ı Ahmediye’nin (a.s.m.) semavat ehline ehemmiyetini ve kıymetini gösterdiği gibi; bu seneki mirac da zemine ve bu memleket ahalisine kâinatça hürmetini ve kıymetini gösterip bir keramet gösterdi.
* * *
Aziz, sıddık kardeşlerim,
İşarat-ı Gaybiye-i Gavsiye ve Aleviye’de, altmış dörtte Risale-i Nur telifce tamam olur. Demek o tarihten sonra, yalnız izahat ve haşiyeler ve tetimmeler olacak. Bu münasebetle iki nokta ihtar etmek kalbime geldi: