Kitaplar
Emirdağ Lahikası

çıkacak, şimdilik yeter. Zülfikar’ın yerine Sözler’i tâ Yirmi Dördüncü Söze kadar, Zülfikar ve Asâ-yı Musa’da bulunmayan Sözleri bir mecmua olarak ve sıhhatine gayet dikkat etmek ve oradaki mübarek heyetin ittifakıyla ve hâkim-i adil ve Nurlara çok hizmet eden Hafız Mustafa ve hapiste iken bizi Denizli’deki şakirdlerle alâkadar eden Şevket ve Müftü Osman’ın tenbihleri şartıyla ve Medresetüz-Zehra’nın nezareti altında ve meşveretiyle bir mâni olmasa münasib olur. Nur’a ait büyük meseleler bir iki zatın tensibiyle olamıyor. Maşaallah kardeşimiz Kâzım şimdiden sekiz yüz sahifelik bir mecmuaya kağıtları hazırlıyorlar. Yakub Cemal, o Ahmed’lerin, şahsıma ait kısmı müstesna olarak mektupları güzeldir. Fakat rahatsızlığım ve ziyade meşguliyet müsaade etmiyor ki; tadil ve ıslâh edeyim, size de göndereyim.

   Saniyen: Kahraman Nazif’in ve Yakub Cemal’in, şimal-i garbîde, üç devletin Kur’an’ı kabul etmesi, Zülfikar’ın intişarına tevafuku; ve geçen sene, Zülfikar çıksa, dahilen ve haricen büyük fütuhata vesile olacak hükmünü tasdik etmiş. Ve büyük bir fâl-i hayır olduğunu biz de o iki kardeşimizin kanaatına iştirak ediyoruz. Bu fırtınalı ve ilhadlı asırda, biri gizli Alman, üçü aşikâr devletlerin, beşerin bu asırda Kur’an’a şiddet-i ihtiyacını hissetmesi ve bilfiil kabul etmesi pek büyük bir hadise-i Kur’aniyedir. Değil üç devlet, belki yalnız on meşhur adam, on feylesof dahi -birden- uzak memleketlerde Kur’an’ı tasdik etmesi, bizlere ve âlem-i İslâma büyük bir müjde ve avam-ı ehl-i imana büyük bir kuvve-i maneviye temin eder.

   Salisen: Risale-i Nur’un Yirmi Dokuzuncu Mektubunda Hücumat-ı Sitte ve Zeyli ve İşarat-ı Seb’a ve Telvihat-ı Tis’a gibi risalelerin Rumuzat-ı Kur’aniye ve tevafukat-ı Nuriyeye karışık bir surette bulunmasının hikmeti, mahkemeler ve ehl-i vukufun susturulmasına ve bizi onlarla mesul etmemesine bir vesile olmaktı. Güya o rumuzat, o derin ince meseleler, lisan-ı hâl ile onlara demiş: “İnsaf ediniz. Kur’an’ın bu derece esrarına çalışanlara ilişmeyiniz...” Şimdi ise o karışık vaziyeti hiç münasib değil. Çünkü o rumuzat ve tevafukata, yirmiden ancak birisi muhtaç olur, anlar. İçindeki öteki risalelere yirmiden on dokuzu muhtaç olup anlayabilir.

   Onun için biz o Yirmi Dokuzuncu Mektubu iki makam yaptık. Birinci Makam: Birinci, ikinci, beşinci, dokuzuncu kısımları ve altıncı kısmı ve zeyli ve yedinci kısmı beraber bir makam yaptık. İkinci Makam: Mütebaki

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360361362363364365366367368369370371372373374375376377378379380381382383384385386387388389390391392393394395396397398399400401402403404405406407408409410411412413414415416417418419420421422423424425426427428429430431432433434435436437438439440441442443444445446447448449450451452453454455456457458459460461462463464465466467468469470471472473474475476477478479480481482483484485486487488489490491492493494495496497498499500501502503504505506507508509510511512513514515516517518519520521522523524525526527528529530531532533534535536537538539540541542543544545546547548549550
Fihrist
Lügat