Kitaplar
Emirdağ Lahikası

kendi tahsil ettiği ilm-i dini kendi imanını kurtaracak derecesindedir, zannıyla lâkayd kalıp, ruhsatla amel etmeğe kendine fetva buluyor.

   İkinci mana: Bu kadar dehşetli bir hücum ve tazyika maruz kalan Risale-i Nur şakirdlerini, evham yüzünden, güya Menemen ve Şeyh Said vakıaları gibi bir hadisenin ihtimali var diye iki defa imha için, hem perde altında eskiden beri düşmanlarım, hem resmen kanun ve idare ve siyaset cihetinde merhametsiz bir surette bazı erkân-ı hükûmetin bizi iki defa hapis ve ittiham etmesi ve resmî ve gayr-ı resmî propagandalarla herkesi bizden ve Nurlardan ürkütmesiyle elbette hassas ve bir derece zaif hocalara ehemmiyetli bir korku verip bir mazeret olur. Onun için, ekseriyet değil; belki yalnız fevkalâde bir cesaret ve gayret taşıyan bir kısım hocalar, Nurlar dairesine girip, girmeyenleri de bir derece afvettirdiler.

   Üçüncü mana: Şimdilik tehir edildi. Meselâ: Bazı hocalar, “Minare kadar yüksek bir adamı”, hem “Alnında zâhir okunacak bir yazı bulunacak” hem “Birden eli bir su ile delinecek” gibi, hakikatin perdesi olan teşbihleri hakikat zannetmek bahanesiyle, Nur’un bazı ihbarat-ı gaybiyesi, sathî nazarlarına muvafık gelmiyor. Ona daha yanaşmıyorlar.

   Rabian: Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, bu zamanda Risale-i Nur’da nokta-i istinad olarak avam-ı mü’minînin en ziyade muhtaç oldukları ve Nurda buldukları öyle bir hakikattır ki; hiçbir şeye âlet olmayacak ve hiçbir garaz ve maksad, içine girmeyecek, hiçbir şüphe ve vesveseye meydan vermeyecek ve hiçbir düşman ona bahane bulup çürütmeyecek ve yalnız hak ve hakikat için ona çalışanlar bulunacak; dünya maksadları ona karışmayacak; tâ ki, uzakta olan ehl-i iman, o hakikate ve sadık naşirlerine tam itimad edip imanlarını zındıkların, dinsizlerin, din aleyhindeki dehşetli feylesofların itirazlarından ve inkârlarından kurtarsınlar.

   Evet, o ehl-i iman, lisan-ı hâl ile diyecek ki: Madem bu hakikati, bu kadar şiddetli düşmanları onu çürütemediler ve itiraz edemiyorlar; ve şakirdleri, hakdan başka onun hizmetinde hiçbir maksad taşımıyorlar; elbette o hakikat, ayn-ı hak ve mahz-ı hakikattır diye bin bürhan kadar delil hükmünde imanını kuvetlendirir ve kurtarır; ve “İslâmiyette bir hakikatsızlık mı var?” diye daha evhama düşmeyecekler.

   Hamisen: İki defadır, himmeti uzun, eli kısa Abdurrahman Salâhaddin, Asâ-yı Musa’yı ve Zülfikar’ın bir kısmını Camiü’l-Ezher'e göndermek istemiş,

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360361362363364365366367368369370371372373374375376377378379380381382383384385386387388389390391392393394395396397398399400401402403404405406407408409410411412413414415416417418419420421422423424425426427428429430431432433434435436437438439440441442443444445446447448449450451452453454455456457458459460461462463464465466467468469470471472473474475476477478479480481482483484485486487488489490491492493494495496497498499500501502503504505506507508509510511512513514515516517518519520521522523524525526527528529530531532533534535536537538539540541542543544545546547548549550
Fihrist
Lügat