Dördüncü mektub olan “Hüve Nüktesi” ise, قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ ve لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ kelime-i kudsiyeleriyle maddî cihetinde هُوَ lâfzında siz sevgili Üstadımızın bir seyahat-ı hayaliye-i fikriyelerinde, hava sahifesinin mütalaalarıyla görülen zarif bir nükte-i tevhidde iman mesleğindeki gayet derecede kolaylık ile meslek-i dalâletteki nihayetsiz müşkilât, kısa bir işaretle beyan edilmiş. Kudret-i ilâhiyenin bir arşı olan bir avuç toprağa konulan muhtelif tohumların mahiyetlerinde ve emir ve iradenin diğer bir arşı olan havanın bir parçasında neşv ü nema bulan هُوَ lâfzında görülen harikalar, esbaba verildikçe, dehşetli müşkilâtın zuhuru ve Vahid-i Ehade verildikçe fevkalâde suhuletin vücudu, hem ehl-i dalâletin hususan maddiyyun ve tabiiyyun meslek erbabına, hem ehl-i imana gayet şirin ve gayet güzel ve gayet hoş, hem gayet mukni ve müskit bir şekilde isbat edilerek bir risale kadar kıymeti bulunan hususan tahavvülât-ı zerrat hakkındaki Otuzuncu Sözle, Tabiat Risalesi olan Yirmi Üçüncü Lem’anın bir nevi hülâsası olabilir kanaatını bize veren bu kıymetdar yazılarınızla Risale-i Nur başdan başa her okuyanı, hem tenvir edip yükseltiyor, hem sevgili Üstadımıza nihayetsiz minnetdarlıklara vesile oluyor.
Husrev
***
(Husrev’in bir mektubudur)
بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ
Sevgili Üstadımız, efendimiz!
Garazkâr raporlarıyla hakkımızda Afyon adliyesini pek büyük bir dikkate sevkeden ve sekiz aydan beri şiddetli bir tazyik altında siz sevgili