وَ اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvelâ: Rivayat-ı sahiha ile “Leyle-i Kadri; nısf-ı ahirde, hususan aşr-ı ahirde arayınız.” 1 ferman etmesiyle, bu gelecek geceler, seksen küsur sene bir ibadet ömrünü kazandıran Leyle-i Kadrin gelecek gecelerde ihtimali pek kavi olmasından istifadeye çalışmak, böyle sevablı yerlerde bir saadettir.
Saniyen:
مَنْ اٰمَنَ بِالْقَدَرِ اَمِنَ مِنَ الْكَدَرِ “Kadere iman eden gam ve hüzünden emin olur.” sırrıyla, خُذُوا مِنْ كُلِّ شَىْءٍ اَحْسَنَهُ
“Her şeyin güzel cihetine bakınız.” kaidesinin sırrıyla ve,
اَلَّذٖينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ اَحْسَنَهُ اُولٰٓئِكَ الَّذٖينَ هَدٰيهُمُ اللّٰهُ وَ اُولٰٓئِكَ هُمْ اُولُوا الْاَلْبَابِ
ayet-i kerimesiyle ki, gayet kısacık bir meali: “Sözleri dinleyip en güzeline tâbi olup, fenasına bakmayanlar, hidayet-i ilâhiyeye mazhar akıl sahibi olanlardır.” ferman-ı ilâhî ile bizler için şimdi her şeyin iyi tarafına ve güzel cihetine ve ferah verecek vechine bakmak lâzımdır ki manasız, lüzumsuz, zararlı, sıkıntılı, çirkin, geçici haller nazar-ı dikkatimizi celbedip kalbimizi meşgul etmesin. Sekizinci Söz’de, bir bahçeye iki adam, biri çıkıyor, diğeri giriyor. Bahtiyarı bahçedeki çiçeklere, güzel şeylere bakar,