بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَۤائِمًا سَلَّمَكُمُ اللّٰهِ فِى الدَّارَيْنِ
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Elli senelik bir manevî ibadet ömrünü ehl-i imana kazandırabilen Leyle-i Beratınızı ruh u canımızla tebrik ederiz. Her biriniz, şirket-i maneviye sırrıyla ve tesanüd-ü manevî feyziyle kırk bin lisanla tesbih eden bazı melekler gibi, her bir halis, muhlis Nur şakirdlerini, kırk bin dil ile istiğfar ve ibadet etmiş gibi rahmet-i ilâhiyeden kabul edilmemizi kanaat-ı tamme ile ümid ediyoruz.
***
وَ اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Evvelâ: Bid’akâr bazı hocaların telkinatıyla iddianamede, İslâm deccalı ve müteaddid birkaç deccalın geleceğini kabul etmiyorlar gibi Beşinci Şua’nın bir meselesine itiraz etmişler. Buna cevaben gayet parlak ve kat’i bir mucize-i Nebeviye’yi (a.s.m.) gösteren bu hadis-i sahihde: لَنْ تَزَالَ الْخِلَافَةُ فٖى وِلْدِ عَمّٖى صِنْوِ اَبِى الْعَبَّاسِ حَتّٰى يُسَلِّمُوهَا اِلَى الدَّجَّال Yani, “Benim amcam, pederimin kardeşi Abbas’ın oğullarında hilâfet-i İslâmiye devam edecek. Tâ deccala, o hilâfeti yani saltanat-ı hilâfet deccalın muhrib eline geçecek.” Yani, uzun zaman beş yüz sene kadar hilâfet-i Abbasiye vücuda gelecek, devam edecek. Sonra Cengiz ve Hülâgu denilen üç deccaldan birisi o