bulunmak kanunen hakkımızdır. Bizi bu hakkımızdan men edenlere emrediniz, bizi sıkmasınlar. Madem en mahrem, en ehemmiyetli kitaplar ve yazılarımız ve evraklarımız en mühim makamlarda medar-ı nazardır. Ve hiçbir şeyimiz gizli kalmamış. Elbette bu hapiste kendi menfaatına hayırlı, zararsız, hakikat ve hak bir yazıyla meşgul olmak makbuldur, yasak edilmez.” diye yazarsınız.
Said Nursî
***
بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ
(Risale-i Nur’un Gençlik Rehberi’nin Meyve Risalesi’ndeki beş meselesinin haylaz gençlerde dokuz tokadı Risale-i Nur’un bir lâtif kerameti olduğunu o gençler dahi tasdik ediyorlar.)
Birincisi: Bana hizmet eden Feyzi’dir, bidayette ona dedim: “Sen Meyve’nin bir dersinde bulundun, haylazlık yapma.” O yaptı, birden tokat yedi, bir hafta eli bağlı kaldı.
Evet, doğrudur
Feyzi
İkincisi: Bana hizmet eden ve Meyve’yi yazan Ali Rıza. Bir gün, yazdığını ona ders verecektim. O, haylazlığından yemek pişirmek bahanesi ile gelmedi, bir tokat yedi. O vakit onun tenceresi sağlam iken, dibi, yemeği ile beraber tamamen düştü ve döküldü.
Evet, doğrudur
Ali Rıza
Üçüncüsü: Ziya Meyve’nin gençliğe ve namaza dair meselelerini kendine yazdı, namaza başladı. Fakat haylazlık yaptı, namazı ve yazıyı bıraktı. Birden, o vakitte tokat yedi. Hilâf-ı adet sebepsiz, başı üstündeki sepeti ve elbiseleri yandı. O kadar kalabalık içinde yanıncaya kadar kimse farkında olmaması, kasdî bir şefkat tokadı olduğunu gösterdi.
Evet, doğrudur
Ziya