çok ehemmiyetlidir. Bir parça meşakkat olsa da şevk ve şükür ve sabırla karşılamalı. Madem bizi çalıştıran Hâlikımız Rahim ve Hakîmdir; başa gelen her şeyi rıza ile, sevinç ile, rahmetine, hikmetine itimad ile karşılamalıyız.
Kahraman bir kardeşimiz, Ayetü’l-Kübra meselesinde bütün mesuliyeti kendine alıp, Hizb-i Kur’an’ı ve Hizb-i Nur’u ve kalemiyle kazandığı fevkalâde uhrevî şeref ve fazilete istihkakını tam göstermiş, beni derin sevinçlerle ağlatmış. Ve “Yedinci Şua” olan Ayetü’l-Kübra tam nazar-ı dikkati celbederek ileride ona lâyık bir fütuhatı ihzar etmek hikmetiyle ona gelen bu muvakkat müsadere, o kardeşimizin ve rüfekasının hizmetlerini ve masraflarını zayi etmeyecek, inşaallah daha parlattıracak diye rahmet-i ilâhiyeden bekleriz.
Sizi bütün dualarımda اَجِرْنَا ۞ وَارْحَمْنَا ۞ وَاحْفَظْنَا gibi bütün mütekellim-i maalgayr sigalarında bilâ-istisna dahil edip, kesretli cesedler ve bir tek ruh hükmünde şirket-i maneviyemizin düsturlarıyla çalışan ve sizin sıkıntınız ile sizden ziyade alâkadar olan ve şahs-ı manevinizden himmet ve meded ve sebat ve metanet ve şefaat bekleyen.
Kardeşiniz
Said Nursî
***
وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Bu hadise tesiriyle ben kendimi masum kardeşlerime rıza-yı kalb ile feda etmeye kat’i azm-u cezmettiğim ve çaresini fikren aradığım vakitte, Celcelutiye’yi okudum. Birden hatıra geldi ki, İmam-ı Ali radıyallahü anh: