وَ مِنْ اٰيَاتِهٖ مَنَامُكُمْ بِالَّيْلِ وَ النَّهَارِ وَابْتِغَاؤُكُمْ مِنْ فَضْلِهٖ اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَسْمَعُونَ
وَ مِنْ اٰيَاتِهٖ يُرٖيكُمُ الْبَرْقَ خَوْفًا وَ طَمَعًا وَ يُنَزِّلُ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَيُحْيٖى بِهِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَٓا اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ
وَمِنْ اٰيَاتِهٖٓ اَنْ تَقُومَ السَّمَٓاءُ وَالْاَرْضُ بِاَمْرِهٖ ثُمَّ اِذَا دَعَاكُمْ دَعْوَةً مِنَ الْاَرْضِ اِذَٓا اَنْتُمْ تُخْرَجُونَ
وَ لَهُ مَنْ فِى السَّمٰوَاتِ وَ الْاَرْضِ كُلٌّ لَهُ قَانِتُونَ
وَ هُوَ الَّذٖى يَبْدَؤُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُعٖيدُهُ وَ هُوَ اَهْوَنُ
عَلَيْهِ وَلَهُ الْمَثَلُ الْاَعْلٰى فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَهُوَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ
İmanın bir kutbunu gösteren bu semavî âyat-ı kübranın ve haşri isbat eden şu kudsî berahin-i uzmanın, bir nükte-i ekberi ve bir hüccet-i âzamı, bu Dokuzuncu Şuada beyan edilecek.
Lâtif bir inayet-i rabbaniyedir ki, bundan otuz sene evvel (1) , Eski Said, yazdığı tefsir mukaddimesi Muhakemat namındaki eserin ahirinde;
“İkinci Maksat: Kur’an’da haşre işaret eden iki ayet tefsir ve beyan edilecek. نَخُو بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ deyip durmuş, daha yazmamış. Hâlik-ı Rahîmime delâil ve emarat-ı haşriye adedince şükür ve hamd olsun ki, otuz sene sonra tevfik ihsan eyledi. Evet, bundan dokuz-on sene evvel o iki ayetten birinci ayet olan,