Sekizinci Mukaddeme:
Evet insan, çendan nefsinde ve suretinde hiçtir ve hiç hükmündedir. Fakat vazife ve mertebe noktasında, şu kâinat-ı muhteşemenin seyircisi ve şu mevcudatın lisan-ı nâtıkı ve şu kitab-ı âlemin mütalaacısı ve şu müsebbih ve âbid mahlukatın nâzırı ve ustabaşısı hükmündedir.
Evet insan, şu dünyaya bir misafir olarak gönderilmiş. Ve insana mühim istidadat ve o istidadata göre mühim vezaif tevdi' edilmiş.
Hem insan -insan olmak için- kendine göre bir derece bu gayeye çalışmalıdır. Bu gayeler ise:
Evvelen: Şu kâinatta saltanat-ı rububiyetini tasdik ile, mehasin-i kemalâtına nezaret etmektir.
Sâniyen: Esma-i kudsiye-i İlahiyenin nukuş-u bedayi'kâranelerini birbirine gösterip dellâllık etmektir.
Sâlisen: Künuz-u mahfiye olan esma-i Rabbaniyenin cevherlerini mizan-ı idrak ile tartmak ve kıymet vermektir.
Râbian: Kalem-i kudretin mektubatını mütalaa ile tefekkür etmektir.
Hâmisen: Fıtratın letaif ve müzeyyenatını temaşa etmekle, Fâtır'ın marifetine ve rü'yetinin temaşasına iştiyak göstermektir.