Yedinci Mukaddeme:
İnsan bir nazik, nazenin çocuğa benzer. Za'fında büyük bir kuvvet, aczinde büyük bir kudret vardır. Eğer za'fını anlayıp dua etse, aczini bilip istimdad etse, metalibine öyle muvaffak olur ve makasıdı ona öyle müsahhar olur ki; iktidar-ı zâtîsiyle, öşr-i mi'şarına muvaffak olamaz. Nasılki nazdar bir çocuğun ağlamasıyla matlubuna öyle muvaffak olur ve öyle kavîler ona müsahhar olurlar ki, bin defa kendi kuvvetçiğiyle onlara yetişemez. Demek ki; saltanat-ı insaniyet, celb ve gasbetmekle ve galib olmakla değildir. Belki insana bu derece müsahhariyetin sebebi: Şefkat ve rahmet ve hikmet-i Hâlıktır ki; eşyayı, insana müsahhar etmiş. Bir gözsüz akrep ve bir ayaksız yılan gibi haşerata mağlub olan insana, bir kurttan ipeği giydiren ve bir böcekten balı yediren, za'fının semeresi olan teshir-i Rabbanîdir. Yoksa netice-i iktidarı değildir.
Ey Said! Madem ki iş böyledir; gurur ve enaniyeti bırak. Dergâh-ı uluhiyetinde, acz u za'fını, fakr u fâkatini istimdad ve lisan-ı tazarru' ve ubudiyetle ve dua ile ilân et. Ve de: