Dördüncü Mukaddeme:
İnsan hayat-ı hayvaniye-i maddiye-i dünyeviye cihetinde öyle bir çekirdeğe benzer ki; kudretten mühim cihazlar, kaderden dakik proğramlar insana verilmiş. Tâ ki insan, toprak altında dar âlemden çıkıp, geniş olan âlem-i fezada bir ağaç olmasını Hâlıkından o istidad lisanıyla istesin. Halbuki o insan sû'-i mizacından, o cihazatı ve o proğramları bazı mevadd-ı muzırra-i vâhiyenin celbine sarfedip o dar yerde, cüz'î bir telezzüz içinde, kısa bir zamanda faidesiz tefessüh ettirir. Mes'uliyet-i maneviyeyi yüklenip gider. Fakat insan hayat-ı maneviye-i ubudiyet cihetinde âmâlinin dalları ebede uzanmış bir şecere-i bâkiyenin makinesi ve şu şecere-i kâinatın bir münevver meyvesidir.