Evet hakikat-bîn göz sahibi böyle mukabele eder. Der ki: "Arkama bakıyorum görüyorum ki, ecel arslanı arkamda duruyor. Daima beni tehdid ediyor. Eğer iman kulağıyla Kur'an sadâsını dinlesem, o arslan, güzel bir ata; o firak ise, buraka dönerler. Beni rahmet-i Rahman'a vusule ve Seyyid-i Kerim'imin huzuruna îsale vasıta olurlar. Yoksa yırtıcı birer canavar ve beni bütün sevdiklerimden ebedî firak ile tefrik edici birer esed hükmünde kalırlar.
Sonra önüme bakıyorum, görüyorum ki: Gece-gündüz dönmesinden, fena ve zevalin âlâtı sallanıyor.
Hem o fusul ve usûrun emvacından firaklar ve helâketten zevaller temevvüc ediyor. Şu âletler, beni ve hem bütün sevdiklerimi mahvetmek için dikilmiş bir darağacı görünüyor. Eğer sem'-i îkan ile irşad-ı Kur'anîyi dinlesem, o müdhiş âletler, salıncak ve merakibe ve seyr ü tenezzühe dönerler ki; dünya denizinde, zaman seylinde, hayal ve akl-ı beşer onlara biner, Cenab-ı Kadîr-i Zülcelal'in tecelliyat-ı şuunat-ı san'atını müşahede ederler.