Kitaplar
Nur'un İlk Kapısı

   Meselâ, güneşe der: "Döner bir siracdır, bir lâmbadır." Zira güneşten, güneş için ve mahiyeti için bahsetmiyor; belki bir nevi intizamın zenbereği ve merkezi; ve intizam ve nizam ise, Sâni'in âyine-i marifeti olduğundan bahsediyor. Evet 

تَجْرِى الشَّمْسُ

der. Yani "Güneş döner." Bu döner tabiri ile, kış ve yazın, gece ve gündüzün deveranındaki muntazam tasarrufat-ı kudreti ihtar ile, azamet-i Sâni'i ifham eder. Bu dönmek hakikatı ne olursa olsun, maksud olan, mensuc, meşhud intizama tesir etmez. 

   Hem 

وَ جَعَلْنَا الشَّمْسَ سِرَاجًا

der. Şu tabir ile, bu âlemin bir kasr suretinde olduğunu; içinde olan eşyanın, insana ve zîhayata ihzar edilmiş müzeyyenat ve mat'umat ve levazımat ve güneş dahi, müsahhar bir mumdar olduğunu ihtar ile, rahmet ve ihsan-ı Hâlıkı ifham eder. 

   Şimdi bak! Şu sersem, geveze felsefe ne der? Diyor ki: "Güneş, bir kütle-i azîme-i mayia-i nâriyedir. Ondan fırlamış olan seyyaratı etrafında döndürür. Cesameti bu kadardır. 

   Mahiyeti böyledir, şöyledir." der. Ruha, muvahhiş bir dehşetten ve bir hayretten başka bir kemal-i ilmî vermiyor. Güneşin en mühim olan vazifesinden, en büyük, en güzel, en tatlı bir hakikat-ı ilmiyeyi ruha veren bahs-i Kur'an gibi bahsetmiyor. Buna kıyasen bâtınen kof, zahiren mutantan felsefî mes'elelerin ne kıymette olduğunu anla. Onun şaşaa-i surîsine aldanıp, Kur'an'ın gayet âlî ve fehme gayet karib olan beyan-ı mu'ciznümasına karşı hürmetsizlik etme. 

* * *

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156
Fihrist
Lügat