Kitaplar
Nur'un İlk Kapısı

   İşte bak o Zât (A.M.), öyle bir salât-ı kübrada dua ediyor ki; güya bu cezire, belki arz onun azametli namazıyla namaz kılar, niyaz eder.

   Bak hem öyle bir cemaat-ı uzmada niyaz ediyor ki; güya benî-Âdemin, Âdem'den asrımıza ve kıyamete kadar bütün nuranî kâmil insanlar ona ittiba ediyorlar, iktida ediyorlar, duasına âmîn diyorlar.

   Bak hem öyle bir hacet-i âmme için dua ediyor ki; değil ehl-i arz, belki ehl-i semavat, belki bütün mevcudat, niyazına "Evet yâ Rabbenâ ver, biz de istiyoruz." diyorlar.

   Hem öyle fakirane, öyle hazînane, öyle mahbubane, öyle müştakane, öyle tazarrukârane dua ediyor ki; bütün kâinatı ağlattırıyor, duasına iştirak ettiriyor.

   Bak hem öyle bir maksad, öyle bir gaye için dua ediyor ki; insanı ve âlemi, belki bütün mahlukatı esfel-i safilîne sukuttan, kıymetsizlikten, faidesizlikten kurtarıp; a'lâ-yı illiyyîne, kıymete, bekaya, ulvî vazifeye çıkarıyor.

   Bak hem öyle yüksek bir fîzâr-ı istimdadkârane ve öyle tatlı bir niyaz-ı istirhamkârane ile istiyor, yalvarıyor ki; güya bütün mevcudata, semavat ve arşa işittirip, onları vecde getirip, duasına "Âmîn Allahümme âmîn" dedirtiyor.

   Bak hem öyle Semi', Kerim bir Kadîr'den, hem öyle Basîr, Rahîm bir Alîm'den hacetini istiyor ki; bilmüşahede en hafî bir zîhayatın en hafî bir hacetini, en hafî bir niyazını işitir, görür, kabul eder, merhamet eder. Çünki istediğini, velev lisan-ı hal ile bile olsa verir. Hem öyle bir suret-i hakîmane, basîrane, rahîmanede verir ki: bu terbiye ve tedbir, öyle Semi' ve Basîr'e ve öyle Kerim ve Rahîm'e has olduğunda şübhe bırakmaz.

 

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156
Fihrist
Lügat