65. Havf ve zaaf, tesirat-ı hariciyeyi teşci eder.
66. Muhakkak maslahat, mevhum mazarrata feda edilmez.
67. Şimdilik İstanbul siyaseti, İspanyol hastalığı gibi bir hastalıktır.
68. Deli adama “İyisin, iyisin” denilse iyileşmesi, iyi adama “Fenasın, fenasın” denilse fenalaşması nadir değildir.
69. Düşmanın düşmanı, düşman kaldıkça dosttur. Düşmanın dostu, dost kaldıkça düşmandır.
70. İnadın işi: Şeytan birisine yardım etse, “Melektir” der, rahmet okur. Muhalifinde melek görse, “Libasını değiştirmiş şeytandır” der, lânet eder.
71. Bir derdin dermanı, başka bir derde zehir olabilir. Bir derman, haddinden geçse, dert getirir.
73. Cemaatte vahid-i sahih olmazsa, cem ve zam, kesir darbı gibi küçültür. (Haşiye)
74. Adem-i kabul, kabul-ü ademle iltibas olunur. Adem-i kabul, adem-i delil-i sübut, onun delilidir. Kabul-ü adem, delil-i adem ister. Biri şek, biri inkârdır.
75. İmanî meselelerde şüphe, bir delili, hatta yüz delili atsa da, medlûle iras-ı zarar edemez. Çünkü binler delil var.