Mucizat-ı Ahmediyenin Birinci Zeyli
[On Dokuzuncu Söz, Risalet-i Ahmediyeye (a.s.m.) ve zeyli şakk-ı kamer mucizesine dair olduğundan; makam münasebetiyle buraya alınmıştır.]
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
On Dört Reşahatı tazammun eden On Dördüncü Lem’anın
BİRİNCİ REŞHASI: Rabbimizi bize tarif eden üç büyük küllî muarrif var. Birisi şu kitab-ı kâinattır ki, bir nebze şehadetini on üç lem’a ile, Nur Risalesinden On Üçüncü Dersten işittik. Birisi, şu kitab-ı kebirin ayet-i kübrası olan hatemü’l-enbiya aleyhissalâtü vesselamdır. Birisi, Kur’an-ı azimüşşandır. Şimdi, şu ikinci bürhan-ı natıkî olan hatemü’l-enbiya aleyhissalâtü vesselâmı tanımalıyız, dinlemeliyiz.
Evet, o bürhanın şahs-ı manevisine bak: Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medine bir minber; o bürhan-ı bâhir olan peygamberimiz aleyhissalâtü vesselâm bütün ehl-i imana imam, bütün insanlara hatib, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkeb bir halka-i zikrin serzakiri; bütün enbiya hayatdar kökleri, bütün evliya taravetdar semereleri bir şecere-i nuraniyedir ki, her bir davasını mucizatlarına istinad eden bütün enbiya ve kerametlerine itimad eden bütün evliya tasdik edip imza ediyorlar.
Zira, o لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ der, dava eder. Bütün sağ ve sol, yani mazi ve