temellûktan beni kurtaran bir parça kuru ekmek yemek ve yüz yamalı bir libas giymek, bana daha hoş geliyor. Gayrın en âlâ baklavasını yemek, en murassa libasını giymek ve onların hatırını saymaya mecbur olmak, bana nâhoş geliyor.
Altıncısı: Ve istiğna sebebinin en mühimmi, mezhebimizce en muteber olan İbn-i Hacer diyor ki: “Salâhat niyetiyle sana verilen bir şey salih olmazsan kabul etmek haramdır.” (1)
İşte, şu zamanın insanları, hırs ve tama’ yüzünden, küçük bir hediyesini pek pahalı satıyorlar. Benim gibi günahkâr bir biçareyi, salih veya veli tasavvur ederek, sonra bir ekmek veriyorlar. Eğer, hâşâ, ben kendimi salih bilsem, o alâmet-i gururdur, salâhatin ademine delildir. Eğer kendimi salih bilmezsem, o malı kabul etmek caiz değildir. Hem ahirete müteveccih a’mâle mukabil sadaka ve hediyeyi almak, ahiretin baki meyvelerini dünyada fani bir surette yemek demektir.
اَلْبَاقٖى هُوَالْبَاقٖى
Said Nursî