Hem meşhurdur ve hadis imamları tahric ve kabul ettikleri Hazret-i Hâlid ibn-i Velid vak’asıdır ki, Uzza denilen sanemi tahrip ettikleri vakit, siyah bir kadın şeklinde, o sanem içinden bir cinniye çıktı. Hazret-i Halid bir kılınç ile o cinniyeyi iki parça etti. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vessalâm, o hadise için ferman etmiş ki: “Uzza sanemi içinde ona ibadet ediliyordu. Daha ona ibadet edilmez.” 1
Hem Hazret-i Ömer’den meşhur bir haberdir ki, demiş: Biz Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın yanında iken, ihtiyar şeklinde, elinde bir asâ, “Hâme” isminde bir cinnî geldi, iman etti. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, ona kısa surelerden birkaç sureyi ders verdi. Dersini aldı, gitti. 2 Şu ahirki hadiseye, çendan bazı hadis imamları ilişmişler. Fakat mühim imamlar, sıhhatine hükmetmişler. 3 Her neyse, bu nevide uzun söylemeye lüzum yok; misâlleri çoktur.
Hem deriz ki: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın nuruyla, terbiyesiyle ve onun arkasında gitmesiyle, binler Şeyh-i Geylânî gibi aktablar, asfiyalar, melâikeler ve cinlerle görüşmüşler ve konuşuyorlar; ve bu hadise, yüz tevatür derecesinde ve çok kesrettedir. Evet, ümmet-i Muhammed’in (a.s.m.) melâike ve cinlerle temasları ve tekellümleri ise, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın terbiye ve irşad-ı i’cazkâranesinin bir eseridir.
Üçüncü Şube: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın hıfzı ve ismeti, bir mucize-i bâhiredir. وَاللّٰهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِ ayet-i kerimesinin hakikat-i bâhiresi, çok mucizatı gösterir. Evet, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm çıktığı vakit, değil yalnız bir taifeye, bir kavme, bir kısım ehl-i siyasete