Sekizinci Misâl: Altı çocuğun her biri, ayrı ayrı birer mucize-i Ahmediyeye mazhar oldu.
Birincisi: İbn-i Ebî Şeybe (muhakkik-i kâmil ve muhaddis-i meşhur) haber veriyor ki: Bir kadın, bir çocuğu Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın yanına getirdi. O çocukta bir belâ vardı; konuşmuyordu, aptaldı. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm bir su ile mazmaza etti, elini yıkadı, o suyu kadına verdi, “Çocuğa içirsin” ferman etti. Çocuk o suyu içtikten sonra, hastalığından ve belâsından bir şey kalmadı. Öyle bir akıl ve kemal sahibi oldu ki, ukalâ-yı nasın fevkine çıktı. 1
İkincisi: Nakl-i sahih ile, Hazret-i ibn-i Abbas demiş ki: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâma mecnun bir çocuk getirildi. Mübarek elini onun göğsüne koydu. Birden çocuk istifra etti. İçinden, küçük hıyar kadar siyah bir şey çıktı; çocuk şifa bulup gitti. 2
Üçüncüsü: İmam-ı Beyhakî ve Nesaî nakl-i sahih ile haber veriyorlar ki: Muhammed ibn-i Hâtib isminde bir çocuğun koluna kaynayan tencere dökülmüş, bütün kolunu yakmış. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm meshedip tükürüğünü sürdü; dakikasında şifa buldu. 3
Dördüncüsü: Büyümüş, fakat lisanı yok, büyükçe bir çocuk Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın yanına geldi. Çocuğa ferman etmiş: “Ben kimim?” Hiç konuşmayan dilsiz çocuk اَنْتَ رَسُولُ اللّٰهِ deyip tekellüme başlamış. 4
Beşinci çocuk: Âlem-i yakazada Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ile mükerrer surette müşerref olan Celâleddin-i Suyutî ve asrın imamı, tahric ve tashihle; Mübarekü’l-Yemame ismiyle meşhur bir zatı, daha yeni dünyaya geldiği vakit, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın yanına