Beşinci Lem’a
حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكٖيلُ (Haşiye 1) ayetinin gayet mühim bir hakikatini on beş mertebe ile beyan edecek bir risale olacaktı. Fakat hakikat ve ilimden ziyade, zikir ve tefekkür ile münasebettar olduğundan şimdilik tehir edildi. Çendan On Birinci Lem’a olan “Mirkatü’s-Sünnet ve Tiryak-ı Marazı’l Bid’a” namındaki gayet mühim bir risale Beşinci Lem’a namıyla bidayeten yazılmıştı. Fakat o risale, on bir nükte-i mühimmeye inkısam ettiğinden On Birinci Lem’aya girdi; Beşinci Lem’a açıkta kaldı.
***
Altıncı Lem’a
لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ اِلَّا بِاللّٰهِ الْعَلِىِّ الْعَظٖيمِ (Haşiye 2) cümlesinin ifade ettiği çok âyatın mühim hakikatını yine onbeş-yirmi mertebe-i fikriye ile beyan edecek bir risale olacaktı. Bu Lem’a da, Beşinci Lem’a gibi, nefsimde hissettiğim ve harekât-ı ruhiyemde zikir ve tefekkür le müşahede ettiğim mertebeler olduğundan, ilim ve hakikatten ziyade zevk ve hale medar olmak cihetiyle, hakikat lem’aları içinde değil belki âhirlerinde yazılması münasib görüldü.
***