Dördüncü Lem’a
“Minhacü’s-Sünne” bu risaleye lâyık görülmüştür.
(Mesele-i imamet bir mesele-i fer’iye olduğu halde, ziyade ehemmiyet
verildiğinden bir mesele-i imaniye sırasına girip, ilm-i kelâm'da
ve usûlü’d-dinde medar-ı nazar olduğu cihetle Kur’an’a ve imana ait
hizmet-i esasiyemize münasebeti bulunduğundan cüz’î bahsedildi.)
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
لَقَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَزٖيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرٖيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنٖينَ رَؤُفٌ رَحٖيمٌ
فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِىَ اللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظٖيمِ
قُلْ لَٓا اَسْئَلُكُمْ عَلَيْهِ اَجْرًا اِلَّا الْمَوَدَّةَ فِى الْقُرْبَى
Şu ayet-i azîmenin çok hakaik-i azîmesinden bir-iki hakikatine “İki Makam” ile işaret edeceğiz.