Öyle de, musibetlerle, hastalıklarla, âlâm ile, sâir müheyyic ve muharrik arızalar ile, o makinenin diğer çarklarını harekete getirir, tehyic eder. Mahiyet-i insaniyede münderic olan acz ve za’f ve fakr mâdenini işlettiriyor. Bir lisan ile değil, belki her bir âzânın lisanıyla bir iltica, bir istimdat vaziyeti verir. Güya insan o ârızalar ile, ayrı ayrı binler kalemi tazammun eden müteharrik bir kalem olur. Sahife-i hayatında veyahut levh-i misâlîde mukadderat-ı hayatını yazar, esma-i ilâhiyeye bir ilânname yapar ve bir kaside-i manzume-i sübhaniye hükmüne geçip, vazife-i fıtratını ifa eder.
***
Üçüncü Lem’a
(Bu Lem’aya bir derece his ve zevk karışmış. His ve zevkin coşkunlukları i
se,aklın düsturlarını, fikrin mizanlarını çok dinlemediklerinden ve
müraat etmediklerinden, bu Üçüncü Lem’a mantık mizanları ile tartılmamalı.)
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
كُلُّ شَىْءٍ هَالِكٌ اِلَّا وَجْهَهُ لَهُ الْحُكْمُ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ ayetinin mealini ifade eden يَا بَاقٖى اَنْتَ الْبَاقٖى ۞ يَا بَاقٖى اَنْتَ الْبَاقٖى iki cümlesi, mühim iki hakikati ifade ediyorlar. Ondandır ki, Nakşîlerin rüesasından bir kısım, bu iki cümle ile kendilerine bir hatme-i mahsus yapıp muhtasar bir hatme-i Nakşiye hükmünde tutuyorlar. Madem o azîm ayetin mealini bu iki cümle ifade ediyor. Biz bu iki cümlenin ifade ettiği iki hakikat-i mühimmenin birkaç nüktesini beyan edeceğiz.
BİRİNCİ NÜKTE
Birinci defa يَا بَاقٖى اَنْتَ الْبَاقٖى bir ameliyat-ı cerrahiye hükmünde kalbi masivadan tecrid ediyor, kesiyor. Şöyle ki:
İnsan, mahiyet-i camiiyeti itibariyle, mevcudatın hemen ekserisiyle alâkadardır. Hem insanın mahiyet-i camiasında hadsiz bir istidad-ı muhabbet derc edilmiştir.