ON BİRİNCİ NOTA: Bil ki: Kur’an-ı Mucizü’l-Beyanın ifadesinde çok şefkat ve merhamet var. Çünkü, muhatablarının ekserisi cumhur-u avamdır. Onların zihinleri basittir. Nazarları dahi dakik şeyleri görmediğinden, onların besatet-i efkârını okşamak için, tekrar ile semavat ve arzın yüzlerine yazılan ayetleri tekrar ediyor. O büyük harfleri kolaylıkla okutturuyor.
Meselâ: Semavat ve arzın hilkati ve semadan yağmurun yağdırılması ve arzın dirilmesi gibi bilbedahe okunan ve görünen ayetleri ders veriyor. O huruf-u kebire içinde küçük harflerle yazılan ince âyâta nazarı nadiren çevirir, tâ zahmet çekmesinler. Hem üslûb-u Kur’anîde öyle bir cezalet ve selâset ve fıtrîlik var ki; güya Kur’an bir hafızdır, kudret kalemiyle kâinat sahifelerinde yazılan ayatı okuyor. Güya Kur’an kâinat kitabının kıraatıdır ve nizamatının tilâvetidir; ve Nakkaş-ı Ezelîsinin şuunatını okuyor ve fiillerini yazıyor. Bu cezalet-i beyaniyeyi görmek istersen, hüşyar ve müdekkik bir kalb ile Sûre-i Amme ve قُلِ اللّٰهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ ayetleri gibi fermanları dinle!..