İkinci Lem’a
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
اِذْ نَادٰى رَبَّهُٓ اَنّٖى مَسَّنِىَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِمٖينَ
Sabır kahramanı Hazret-i Eyyub aleyhisselâmın şu münacatı, hem mücerreb, hem tesirlidir. Fakat ayetten iktibas suretinde bizler münacatımızda, رَبِّ اِنّٖى مَسَّنِىَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِمٖينَ demeliyiz.
Hazret-i Eyyub aleyhisselâmın meşhur kıssasının hülâsası şudur ki: Pek çok yara, bere içinde epey müddet kaldığı halde, o hastalığın azîm mükâfatını düşünerek, kemal-i sabırla tahammül edip kalmış. Sonra, yaralarından tevellüd eden kurtlar, kalbine ve diline iliştiği zaman, zikir ve marifet-i ilâhiyenin mahalleri olan kalb ve lisanına iliştikleri için, o vazife-i ubudiyete halel gelir düşüncesiyle, kendi istirahati için değil, belki ubudiyet-i ilâhiye için demiş: “Yâ Rab! Zarar bana dokundu. Lisanen zikrime ve kalben ubudiyetime halel veriyor” diye münacat edip, Cenâb-ı Hak o halis ve sâfî, garazsız, lillâh için o münacatı gayet harika bir surette kabul etmiş. Kemal-i afiyetini ihsan edip enva-i merhametine mazhar eylemiş. İşte bu Lem’ada Beş Nükte var.