بِاسْمِهٖ
وَ اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Aziz, sıddık, meraklı kardeşim Refet Bey,
Mektubunda letaif-i aşereyi sual ediyorsun. Şimdi tarikatı ders vermek zamanı olmadığından, tarik-i Nakşî muhakkiklerinin letaif-i aşereye dair eserleri var. Şimdilik vazifemiz ise istihrac-ı esrar olduğundan, mevcud mesaili nakil değildir. Gücenme, tafsilât veremiyorum. Yalnız bu kadar derim ki; letaif-i aşereyi, İmam-ı Rabbanî (r.a.), kalb, ruh, sır, hafî, ahfa, insanda anâsır-ı erbaanın her bir unsurdan o unsura münasip bir lâtife-i insaniye tabir ederek seyr-i sülûkta her mertebede bir lâtifenin terakkiyatı ve ahvalinden icmalen bahsetmiş.
Ben kendimce görüyorum ki, insanın mahiyet-i camiasında ve istidad-ı hayatiyesinde çok letaif var, onlardan on tanesi iştihar etmiş. Hatta hükema ve ulemay-ı zâhirî dahi, o letaif-i aşerenin pencereleri veyahut numuneleri olan havass-ı hamse-i zâhire, havass-ı hamse-i bâtına diye o letaif-i aşereyi başka bir surette hikmetlerine esas tutmuşlar. Hatta avam ve havas beyninde taaruf etmiş olan insanın letaif-i aşeresi, ehl-i tarikatın letaif-i aşeresiyle münasebettardır. Meselâ, vicdan, âsab, his, akıl, heva, kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye gibi letaifi; kalb, ruh ve sırra ilave edilse letaif-i aşereyi başka bir surette gösterir. Daha bu letaiften başka saika, şaika ve hiss-i kablelvuku gibi çok letaif var. Bu meseleye dair hakikat yazılsa, çok uzun olur, vaktim de kısa olduğundan kısa kesmeye mecbur oldum.
Senin ikinci sualin olan, manay-ı ismî ile manay-ı harfînin bahsi ise, ilm-i nahvin umum kitabları başlarında o mesele izah edildiği gibi ilm-i hakikatın Sözler ve Mektublar namındaki risalelerinde temsilatla kâfi beyanat vardır. Senin gibi zeki ve müdekkik bir zata karşı fazla izahat fazla oluyor.