Şeytan ise, bazı esbaba binaen, ya gaflet veya cehalet vasıtasıyla kapalı kalmış olan bir kapıyı gösterir; isbat edici bütün delilleri nazardan ıskat ediyor. “İşte bu saraya girilmez. Belki saray değildir, içinde bir şey yoktur” der, kandırır.
İşte, ey şeytanın desiselerine müptelâ olan biçare insan! Hayat-ı diniye, hayat-ı şahsiye ve hayat-ı içtimaiyenin selâmetini dilersen ve sıhhat-i fikir ve istikamet-i nazar ve selâmet-i kalb istersen, muhkemat-ı Kur’aniyenin mizanlarıyla ve sünnet-i seniyyenin terazileriyle a’mâl ve hatıratını tart. Ve Kur’an’ı ve sünnet-i seniyyeyi daima rehber yap. Ve اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ de, Cenâb-ı Hakka ilticada bulun.
İşte bu On Üç İşaret, on üç anahtardır. Kur’an-ı Mucizü’l-Beyanın en âhirki sûresi ve اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ’in mufassalı ve madeni olan
اَسْتَعِيذُ بِاللّٰهِ
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ ۞ مَلِكِ النَّاسِ ۞ اِلٰهِ النَّاسِ ۞ مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ ۞ اَلَّذِى يُوَسْوِسُ فِى صُدُورِ النَّاسِ ۞ مِنَ الْجِنَّةِ وَ النَّاسِ
sûresinin hısn-ı hasîni ve kal’a-i metîninin kapısını o on üç anahtarla aç, gir, selâmeti bul.
سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَا اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
وَقُلْ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطيِنِ ۞ وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ
***