bu dalâletten gelen şu müdhiş sıkıntıya
bir yalancı merhem, uyutucu zehir-baz.
Ey aziz arkadaşım! İkinci yolumuzda, o nuranî tarikte bir hâleti hissettik.
O hâletle oluyor hayat maden-i lezzet, âlâm olur lezaiz.
Onunla bunu bildik ki; mütefavit derecede, kuvvet-i iman nisbetinde
ruha bir hâlet verir. Cesed ruhla mültezdir, ruh vicdanla mütelezziz.
Bir saadet-i âcile, vicdanda münderiçdir.
Bir firdevs-i manevî, kalbinde mündemiçdir.
Düşünmekse deşmektir, şuur ise şiar-ı râz.
Şimdi ne kadar kalb ikaz edilirse, vicdan tahrik edilse,
ruha ihsas verilse lezzet ziyade olur. Hem de döner ateşi nur, şitası yaz.
Vicdanda firdevslerin kapıları açılır, dünya olur bir Cennet.
İçinde ruhlarımız eder pervaz u perdaz,
olur şehbaz u şehnaz, yelpaz namaz u niyaz.
Ey aziz yoldaşım! Şimdi Allah’a ısmarladık.
Gel, beraber bir dua ederiz, sonra da buluşmak üzere ayrılırız.