şule-feşan, rü’yeti de berk-âsâ bir nur-u âsumanî.
İnsan, bir kitle-i mevattan bir zîhayat değildir. Belki de milyarlarla zîhayat
hüceyratından mürekkeb ve zîhayat bir hücre-i insanî.
اِنَّ الْاِنْسَانَ كَصُورَةِ (يٰسٓ) كُتِبَتْ فٖيهَا سُورَةُ يٰسٓ
فَتَبَارَكَ اللّٰهُ اَحْسَنُ الْخَالِقٖينَ
Maddiyyunluk, bir tâun-u manevîdir
Maddiyyunluk bir tâun-u manevi, beşere de tutturdu şu müthiş bir sıtmayı. 1
Hem de ani çarptırdı bir gazab-ı ilâhî; telkin hem de taklid.
Tenkide kabiliyet-i tevessüü nisbetinde, o tâun da ediyor tevessü ve intişar.
Telkini fenden almış, medeniyetten taklid.
Hürriyet, tenkid vermiş; gururundan dalâlet çıkmış.
Vücudda Atalet Yok. İşsiz Adam,Vücutta Adem Hesabına İşler
En bedbaht, sıkıntılı, muzdarip işsiz olan adamdır.
Zira ki atalet; vücud içinde adem, hayat içinde mevttir.
Sa’y ise; vücudun hayatı, hem hayatın yakazasıdır elbet!
Riba; İslâma Zarar-ı Mutlaktır
Riba atalet verir, şevk-i sa’yi söndürür.
Ribanın kapıları hem de onun kapları olan bu bankaların her dem nef’i ise,
beşerin en fena kısmınadır; onlar da gavurlardır.
Gavurlardaki nef’i en fena kısmınadır; onlar da zalimler.
Her dem zalimlerdeki nef’i en fena kısmınadır; onlar da sefihlerdir.
Âlem-i İslâma bir zarar-ı mutlaktır.
Mutlak beşer her dem refahı nazar-ı şer’îde yoktur;
Zira harbî gavur hürmetsiz, ismetsizdir; demi hederdir... her dem.