Kâinatın nazmında büyük bir i’caz var
Kâinatın gör ki te’lifinde bir i’caz var.
Ger bütün esbab-ı tabiiye bi’l-farzi’l-muhal
Ola her biri muktedir bir fail-i muhtar
O i’caza karşı nihayet acz ile bi’l-imtisal
ederek secde ki; سُبْحَانَكَ لَا قُدْرَةَ فٖينَا
رَبَّنَا اَنْتَ الْقَدٖيرُ الْاَزَلِىُّ ذُو الْجَلَالِ
Kudrete nisbet her şey müsavidir
مَا خَلْقُكُمْ وَلَا بَعْثُكُمْ اِلَّا كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ
Bir kudret-i zatiyedir, hem ezelî; acz tahallül edemez.
Onda meratib olmayıp, mâni tedahül edemez.
İsterse küll, isterse cüz nisbet tefavüt eylemez.
Çünkü her şey bağlıdır her şey ile.
Her şeyi yapmayan bir şeyi de yapamaz.
Kâinatı elinde tutamayan, zerreyi halkedemez
Tesbih gibi nazmeyleyip kaldıracak;
arzımızı, şümusu, nücumu, hasra gelmez
şu fezanın başına hem sinesine takacak
öyle kuvvetli ele bir kimse malik olmaz.
Dünyada hiçbir şeyde dava-yı halk
edip iddia-yı icad edemez.