ki yalnız bir kudret-i âlem-şümuldür yaptırır,
zerreyi her nisbetiyle halkedip yerleştirir.
Kitab-ı âlemin her satırıyla her harfi hayy.
İhtiyaç sevkediyor, tanıştırır.
Her nereden gelirse gelsin nida-i hâcete lebbeyk-zendir;
sırr-ı tevhid namına etrafı görüştürür.
Zîhayat her harfi, her bir cümleye
müteveccih birer yüzü, hem de nazır birer gözü baktırır.
Güneşin hareketi cazibe içindir, cazibe istikrar-ı manzumesi içindir
Güneş bir meyvedardır; silkinir, tâ düşmesin
müncezib seyyar olan yemişleri.
Ger sükûtuyla sükûnet eylese, cezbe
kaçar, ağlar fezada muntazam meczubları.
Küçük şeyler büyük şeylerle merbuttur
Sivrisinek gözünü halkeyliyendir mutlaka,
güneşi, hem kehkeşi halkeylemiş.
Pirenin midesini tanzim edendir mutlaka,
manzume-i şemsiyeyi nazmeylemiş.
Gözde rü’yet, midede hem ihtiyacı dercedendir mutlaka,
sema gözüne ziya sürmesi çekmiş, zemin yüzüne gıda sofrası sermiş.