İkinci Mevkıf
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ ۞ اَللّٰهُ الصَّمَدُ
Şu Mevkıfın Üç Maksadı var.
BİRİNCİ MAKSAD
Bir yıldızın tokatıyla yere sukut eden ehl-i şirk ve dalâletin vekili, zerrelerden yıldızlara kadar hiçbir yerde zerre miktar şirke yer bulamadığından, o tarzdaki davadan vazgeçip, fakat şeytan gibi, vahdete dair teşkikât yapmak için üç mühim sual ile, ehadiyete ve vahdete dair, ehl-i tevhide vesvese yapmak istedi.
Birinci Sual: Zındıka lisanıyla diyor ki: “Ey ehl-i tevhid! Ben, kendi müvekkillerim namına bir şey bulamadım, mevcudatta bir hisse çıkaramadım, mesleğimi ispat edemedim. Fakat siz ne ile nihayetsiz bir kudret sahibi bir Vâhid-i Ehadi ispat ediyorsunuz? Neden Onun kudretiyle beraber başka eller karışmasını kabil görmüyorsunuz?”
Elcevap: Yirmi İkinci Sözde kat’î ispat edilmiş ki, bütün mevcudat, bütün zerrat, bütün yıldızlar, her biri Vâcibü’l-Vücudun ve Kadîr-i Mutlakın vücub-u vücuduna birer bürhan-ı neyyirdir. Bütün kâinattaki silsilelerin her biri Onun vahdaniyetine birer delil-i kat’îdir.