on suresine nazire getiriniz. Bunu da yapamıyorsunuz. Haydi bir tek suresine nazire getiriniz. Bu da çoktur. Haydi kısa bir suresine bir nazire ibraz ediniz. Hatta, madem bunu da yapmazsanız ve yapamazsınız; hem bu kadar muhtaç olduğunuz halde, çünkü, haysiyet ve namusunuz, izzet ve dininiz, asabiyet ve şerefiniz, can ve malınız, dünya ve ahiretiniz, buna nazire getirmekle kurtulabilir; yoksa dünyada haysiyetsiz, namussuz, dinsiz, şerefsiz, zillet içinde, can ve malınız helâketle mahvolup ve ahirette,
فَاتَّقُوا النَّارَ الَّتٖى وَقُودُهَا النَّاسُ وَ الْحِجَارَةُ
işaretiyle, Cehennemde haps-i ebedî ile mahkûm ve sanemlerinizle beraber ateşe odunluk edeceksiniz. Hem madem sekiz mertebe aczinizi anladınız, elbette sekiz defa, Kur’an dahi mucize olduğunu bilmekliğiniz gerektir. Ya imana geliniz veyahut susunuz, Cehenneme gidiniz!”
İşte, Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyanın makam-ı ifhamdaki ilzamına bak ve de:
لَيْسَ بَعْدَ بَيَانِ الْقُرْاٰنِ بَيَانٌ
Evet, beyan-ı Kur’an’dan sonra beyan olamaz ve hacet kalmaz.
İkinci Misal:
فَذَكِّرْ فَمَٓا اَنْتَ بِنِعْمَتِ رَبِّكَ بِكَاهِنٍ وَلَا مَجْنُونٍ ۞ اَمْ يَقُولُونَ شَاعِرٌ نَتَرَبَّصُ بِهٖ رَيْبَ الْمَنُونِ ۞ قُلْ تَرَبَّصُوا فَاِنّٖى مَعَكُمْ مِنَ الْمُتَرَبِّصٖينَ ۞ اَمْ تَاْمُرُهُمْ اَحْلَامُهُمْ بِهٰذَٓا اَمْ هُمْ قَوْمٌ طَاغُونَ ۞ اَمْ يَقُولُونَ تَقَوَّلَهُ بَلْ لَا يُؤْمِنُونَ ۞ فَلْيَاْتُوا بِحَدٖيثٍ مِثْلِهٖٓ اِنْ كَانُوا صَادِقٖينَ ۞ اَمْ خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَىْءٍ اَمْ هُمُ الْخَالِقُونَ ۞ اَمْ خَلَقُوا السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ بَلْ لَا يُوقِنُونَ ۞ اَمْ عِنْدَهُمْ خَزَٓائِنُ رَبِّكَ اَمْ هُمُ الْمُصَيْطِرُونَ ۞ اَمْ لَهُمْ سُلَّمٌ يَسْتَمِعُونَ فٖيهِ فَلْيَاْتِ مُسْتَمِعُهُمْ بِسُلْطَانٍ مُبٖينٍ ۞ اَمْ لَهُ الْبَنَاتُ وَلَكُمُ الْبَنُونَ ۞ اَمْ تَسْئَلُهُمْ اَجْرًا فَهُمْ مِنْ مَغْرَمٍ مُثْقَلُونَ ۞ اَمْ عِنْدَهُمُ الْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَ ۞ اَمْ يُرٖيدُونَ كَيْدًا فَالَّذٖينَ كَفَرُوا هُمُ الْمَكٖيدُونَ ۞ اَمْ لَهُمْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِ سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ