GÜNEŞLER KUVVETİNDE ON İKİNCİ LEM’A: Şu Yirmi İkinci Sözün On İkinci Lem’ası, öyle bir bahr-ı hakaiktir ki, bütün Yirmi İki Söz ancak onun yirmi iki katresi; ve öyle bir menba-ı envardır ki, şu Yirmi İki Söz, o güneşten ancak yirmi iki lem’asıdır. Evet o yirmi iki adet Sözlerin her birisi, sema-i Kur’an’da parlayan bir tek necm-i ayetin bir lem’ası ve bahr-ı Furkan’dan akan bir ayetin ırmağından tek bir katresi ve bir kenz-i âzam-ı Kitabullahta her biri bir sandukça-i cevahir olan ayetlerin bir tek ayetinin bir tek incisidir. İşte On Dokuzuncu Sözün On Dördüncü Reşhasında bir nebze tarif edilen o kelâmullah, ism-i âzamdan, arş-ı âzamdan, rububiyetin tecelli-i âzamından nüzul edip, ezeli ebede rabt edecek, ferşi arşa bağlayacak bir vüs’at ve ulviyet içinde, bütün kuvvetiyle ve âyatının bütün kat’iyetiyle