Yirminci Sözün
İkinci Makamı
(Mucizat-ı enbiya yüzünde parlayan bir lem’a-i i’caz-ı Kur’an)
Ahirdeki iki sual ve iki cevaba dikkat et.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
وَلَا رَطْبٍ وَلَا يَابِسٍ اِلَّا فٖى كِتَابٍ مُبٖينٍ
On dört sene evvel (1) (şimdi otuz seneden geçti) şu ayetin bir sırrına dair İşaratü’l-İ’caz namındaki tefsirimde Arabiyyü’l-ibare bir bahis yazmıştım. Şimdi arzuları bence ehemmiyetli olan iki kardaşım, o bahse dair, Türkçe olarak bir parça izah istediler. Ben de Cenab-ı Hakkın tevfikine itimaden ve Kur’an’ın feyzine istinaden diyorum ki:
Bir kavle göre, Kitab-ı Mübin Kur’an’dan ibarettir. Yaş ve kuru, her şey içinde bulunduğunu, şu ayet-i kerime beyan ediyor. Öyle mi? Evet, her şey içinde bulunur. Fakat herkes, her şeyi içinde göremez. Zira, muhtelif derecelerde bulunur. Bazen çekirdekleri, bazen nüveleri, bazen icmalleri, bazen düsturları, bazen alâmetleri; ya sarahaten, ya işareten, ya remzen, ya ibhamen, ya ihtar tarzında bulunurlar. Fakat ihtiyaca göre ve maksad-ı Kur’an’a münasip bir tarzda ve iktiza-i makam münasebetinde şu tarzların birisiyle ifade ediliyor.
Ezcümle, beşerin sanat ve fen cihetindeki terakkiyatlarının neticesi olan havârık-ı sanat ve garâib-i fen olarak tayyare, elektrik, şimendifer, telgraf