o, keyfinize kâfidir. Haricinde ve gayr-i meşru dairedeki bir lezzetin içinde bin elem olduğunu, sabık beyanatta elbette anladınız. Eğer mazi, yani geçmiş zamanın hadisatını sinema ile hâl-i hazırda gösterdikleri gibi, istikbaldeki ahval dahi, meselâ elli sene sonraki halleri bir sinema ile gösterilseydi, ehl-i sefahet şimdiki güldüklerine yüz binlerce nefrîn ve nefret edip ağlayacaklardı.
Dünya ve ahirette ebedi ve daimi süruru isteyen, iman dairesindeki terbiye-i Muhammediyeyi (a.s.m.) kendine rehber etmek gerektir.