Esaslara dikkat et, âsarlara nazar et. Şimdiki medeniyet esasatı menfidir.
Menfi olan beş esas ona temel, hem kıymet.
Onlarla çarh kurulur. İşte nokta-i istinad: Hakka bedel kuvvettir. Kuvvet
ise, şe’nidir tecavüz ve tearuz; bundan çıkar, hıyanet.
Hedef-i kasdı, fazilet bedeline hasis bir menfaattir. Menfaatın şe’nidir
tezahum ve tehasum; bundan çıkar cinayet.
Hayattaki kanunu, teavün bedeline bir düstur-u cidaldir. Cidalin şe’ni
budur: Tenazu’ ve tedafü’; bundan çıkar sefalet.
Akvamların beyninde rabıta-i esası: Âharın zararına müntebih unsuriyet.
Başkaları yutmakla beslenir alır kuvvet.
Milliyet-i menfiye, unsuriyet, milliyet; şe’ni olur daima, böyle müdhiş
tesadüm, böyle feci telâtum, bundan çıkar helâket.
Beşincisi şudur ki: Cazibedar hizmeti; heva, hevesi teşci, teshil-i hevesatı,
arzuları tatmin; bundan çıkar sefahet.
O heva, hem heves, şe’ni budur daima: İnsanı memsuh eder, sîreti
değiştirir. Manevi meshediyor, değişir insaniyet.
Şu medenilerden çoğunun, eğer içini dışına çevirirsen, görürsün: Başta
maymunla tilki, yılanla ayı, hınzır sîreti olur suret.
Gelir hayali karşına, postlarıyla tüyleri. İşte şununla görünür meydandaki
âsârı. Zemindeki mevazin mizanıdır şeriat.
Şeriattaki rahmet, sema-i Kur’an’dandır. Medeniyet-i Kur’an esasları
müsbettir. Beş müsbet esas üzere döner çarh-ı saadet:
Nokta-i istinadı, kuvvete bedel haktır. Hakkın daim şe’nidir adalet ve
tevazün. Bundan çıkar selâmet, zâil olur şekavet.