yere inhisar ve hadsiz zamanda yalnız hazır saate mahsus olduğundan, sun’î ve muvakkat ve sahtekâr ve asılsız ve gayet cüz’î olup, senin insaniyetin ve kemalâtın o nisbette küçülür, hiçe iner. Fakat iman ehlinin uhuvveti ve hürmeti ve muhabbeti ve hamiyeti, iman cihetiyle mevcud bulunan mazi ve müstakbeli ihata ettiğinden, insaniyeti ve kemalâtı o nisbette teali eder.
Hem senin dünyaca muvaffakiyetin, elmasçı ve divane olmuş bir Yahudinin cam parçalarını elmas fiyatiyle aldığı gibi, sen de küçücük, kısacık bir zamana, bir hayata, uzun ve daimî ve geniş bir hayatın fiyatını verdiğin için, elbette o had dairesinde galebe edersin. Bir dakikaya bir sene kadar şiddetli hırs, muhabbet, intikam gibi hissiyatla müteveccih olduğun için, ehl-i diyanete muvakkaten tefevvuk edersin.
Hem senin aklın, ruhun, kalbin, duyguların; ulvî vazifelerini bırakıp, süflî nefsin ve pis hevesin rezil işlerine iştirak ve yardım ettiklerinden, ehl-i imana dünyada galebe edersin. Ve zâhirde daha sevimli görünürsün. Çünki, senin akıl ve kalb ve ruhun gayet derecede tedenni ve tereddi ve sukut edip pis heves ve rezil nefse inkılâb etmişler, mesholmuşlar. Elbette bu cihette, sana Cehennemi ve mazlûm ehl-i imana Cenneti kazandıran bir muvakkat galeben olacak.
***