Kitaplar
İman ve Küfür Muvazeneleri

   Evet, şu elîm elemi ve dehşetli manevî azabı hissetmemek için, ehl-i dalâlet, iptal-i his nev’inden gaflet sarhoşluğuyla muvakkaten hissetmez. Fakat hissedeceği zaman, kabre yakın olduğu vakit, birden hisseder. Çünkü, Cenâb-ı Hakka hakiki abd olmazsa, kendi kendine malik zannedecek. Halbuki, o cüz’î ihtiyar, o küçük iktidarı ile şu fırtınalı dünyada vücudunu idare edemiyor. Hayatına muzır mikroptan tut, tâ zelzeleye kadar binler taife düşmanları, hayatına karşı tehacüm vaziyetinde görür. Elîm bir korku dehşeti içinde, her vakit kendine müthiş görünen kabir kapısına bakıyor.

   Hem bu vaziyette iken, insaniyet itibariyle nev-i insanî ile ve dünya ile alâkadar olduğu halde, dünyayı ve insanı; Hakîm, Alîm, Kadîr, Rahîm, Kerîm bir Zatın tasarrufunda tasavvur etmediği ve onları tesadüf ve tabiata havale ettiği için, dünyanın ehvali ve insanın ahvali, onu daima iz’aç eder. Kendi elemiyle beraber, insanların elemini de çeker. Dünyanın zelzelesi, tâunu, tufanı, kaht u galâsı, fenâ ve zevali, ona gayet müz’iç ve karanlıklı birer musibet suretinde onu tazip eder.

   Hem şu haldeki, insan, merhamet ve şefkate lâyık değildir. Çünkü kendi kendine bu dehşetli vaziyeti veriyor. Sekizinci Sözde, kuyuya girmiş iki kardeşin muvazene-i halinde denildiği gibi, nasıl bir adam, güzel bir bahçede, güzel bir ziyafette, güzel ahbaplar içinde, nezahetli, tatlı, namuslu, hoş, meşru bir lezzet ve eğlenceye kanaat etmeyip gayr-ı meşru ve mülevves bir lezzet için çirkin ve necis bir şarabı içse, sarhoş olup kendini kış ortasında, pis bir yerde ve hattâ canavarlar içinde tahayyül etse, titreyip, bağırıp çağırsa, nasıl merhamete lâyık değil. Çünkü ehl-i namus ve mübarek arkadaşlarını canavar tasavvur eder, onlara karşı hakaret eder. Hem ziyafetteki leziz taamları ve temiz kapları mülevves, pis taşlar tasavvur eder, kırmaya başlar. Hem mecliste muhterem kitapları ve manidar mektupları manasız ve âdi nakışlar tasavvur eder, yırtarak ayak altına atar ve hakeza... Böyle bir şahıs nasıl merhamete müstahak değildir, belki tokata müstahaktır.

   Öyle de, sû-i ihtiyarından neşet eden küfür sarhoşluğuyla ve dalâlet divaneliğiyle, Sâni-i Hakîmin şu misafirhane-i dünyasını tesadüf ve tabiat oyuncağı

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226
Fihrist
Lügat