Kitaplar
İman ve Küfür Muvazeneleri

   Nübüvvetin vechi olan Birinci Vecih: Ubudiyet-i mahzanın menşeidir. Yani, ene kendini abd bilir; başkasına hizmet eder, anlar. Mahiyeti harfiyedir; yani başkasının manasını taşıyor, fehmeder. Vücudu tebeîdir; yani başka birisinin vücudu ile kaim ve icadıyla sabittir, itikad eder. Mâlikiyeti vehmiyedir; yani kendi malikinin izniyle surî, muvakkat bir malikiyeti vardır, bilir. Hakikati zılliyedir; yani hak ve vacib bir hakikatin cilvesini taşıyan mümkin ve miskin bir zılldir. Vazifesi ise, kendi Hâlikının sıfat ve şuunatına mikyas ve mizan olarak, şuurkârane bir hizmettir.

   İşte, enbiya ve enbiya silsilesindeki asfiya ve evliya, eneye şu vecihle bakmışlar, böyle görmüşler, hakikati anlamışlar. Bütün mülkü Malikü’l-Mülke teslim etmişler ve hükmetmişler ki, o Mâlik-i Zülcelâlin ne mülkünde, ne rububiyetinde, ne ulûhiyetinde şerik ve naziri yoktur; muin ve vezire muhtaç değil; her şeyin anahtarı Onun elindedir, her şeye Kadîr-i Mutlaktır; esbab bir perde-i zâhiriyedir, tabiat bir şeriat-i fıtriyesidir ve kanunlarının bir mecmuasıdır ve kudretinin bir mistarıdır.

   İşte, şu parlak, nuranî, güzel yüz, hayattar ve manidar bir çekirdek hükmüne geçmiş ki, Hâlik-ı Zülcelâl, bir şecere-i tûba-i ubudiyeti ondan halk etmiştir ki, onun mübarek dalları, âlem-i beşeriyetin her tarafını nuranî meyvelerle tezyin etmiştir. Bütün zaman-ı mazideki zulümatı dağıtıp, o uzun zaman-ı mazi, felsefenin gördüğü gibi bir mezar-ı ekber, bir ademistan olmadığını, belki istikbale ve saadet-i ebediyeye atlamak için ervah-ı âfilîne bir medar-ı envar ve muhtelif basamaklı bir mirac-ı münevver ve ağır yüklerini bırakan ve serbest kalan ve dünyadan göçüp giden ruhların nuranî bir nuristanı ve bir bostanı olduğunu gösterir.

   İkinci Vecih ise: Felsefe tutmuştur. Felsefe ise, eneye mana-yı ismiyle bakmış. Yani, kendi kendine delâlet eder, der; manası kendindedir, kendi hesabına çalışır, hükmeder. Vücudu aslî, zatî olduğunu telâkki eder. Yani, zâtında bizzat bir vücudu vardır, der. Bir hakk-ı hayatı var, daire-i tasarrufunda hakiki maliktir, zu’m eder. Onu bir hakikat-i sabite zanneder.

Hata Bildirim Formu
Sayfalar
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226
Fihrist
Lügat